GÜN YİNE AKŞAM OLDU
6 ağustos 2013 Salı gününün akşamındayım…
Bu gün de akşam oldu…
Bu gün de sevdiklerimden uzaktayım…
Demir kapıya, kapıdaki mazgala bakıyorum…
Demir kapı soğuk, demir kapı ahraz, demir kapı sağır, demir kapı kör…
Demir kapı ile konuşmak istiyorum…
Beni duymuyor, beni görmüyor, benimle konuşmuyor…
Yüreğimi demir kapıya açmak, dertleşmek, içimde biriken hüznü dillendirmek istiyorum…
Bana bakıyor konuşmuyor… Beni görmüyor… Yüreğimin sesini duymuyor…
Demir kapıya, bir daha dönmemek üzere, beni ne zaman uğurlayacağını sormak istiyorum…
Boşuna yatma, çek git buralardan demesini bekliyorum… Çıt yok…
Demir kapı konuşmuyorsan, açıl gideyim…
Eşimi, çocuklarımı, torunlarımı özledim…
Evimdeki altı bin kitabı özledim…
Yeni aldığım, sıraya koyduğum onlarca kitabın mürekkep kokusunu özledim…
Temiz havayı, özgürlüğümü özledim…
Demir kapı ne olur sen benimle konuş… Her gün çektiğim ıstırabın bire bir tanığısın…
Demir kapı benimle konuşmuyorsa kendi kendimle konuşayım…
Bu gün ben neler yaptım, günüm nasıl geçti…
On parça çamaşır yıkadım…
13. 30’da havalandırmaya çıktım…
Burada havalandırmaya çıkmanın adı “bahçeye çıkmak…”
Bahçeye çıkar çıkmaz çamaşırları bahçedeki iplere serdim…
Bahçede bir şiir yazdım…
“Çamaşırlarınızı toplayın, koğuşa dönüyoruz” sözünü duyunca, çamaşırlarımı topladım…
Bahçenin demir kapısı yumruklandı.
Kapının yumruklanması koğuşa dönmek istiyoruz sesinin gardiyanlara iletilmesidir…
Gardiyan, sesi duydu ve geldi.
Bahçenin demir kapısını açtı…
Tek sıra olarak uzun koridorun kapısından girdik…
Bizi elinde detektörle bekleyen gardiyan tek tek arama yaptı.
Bizi içeri alan görevli gardiyan eşliğinde koğuşumuza giden kapıya yöneldik…
Merdivenleri çıkarak üçüncü katta bulunan koğuşumuzun kapısına geldik…
Koğuşumuzun kapısındaki gardiyan, elleriyle üstümüzü arayarak koğuşa girmemize izin verdi…
Koğuşumuza dönmüş olduk…
Günde bir kez bahçeye çıkma hakkımız var…
Bu gün ki bahçe hakkımızı kullanmış olduk…
Salı günleri bizim koğuşun telefonla görüşme günüdür…
Telefonla görüşmek istediğin ailenden kişilerin isimlerini ve telefon numaralarını, telefonların onlara ait olduğunu ispatlayan belgelerle birlikte dilekçeyle idareye bildiriyorsun…
İdare gerekli incelemeyi yaptıktan sonra beliren numaralarla haftada bir gün ve belirlenen süre içinde konuşabiliyorsun…
Bu gün bizim koğuşun telefonla görüşme günüydü…
Telefonla görüşmek isteyen kişilerin isim listesi akşam yapıldı…
Sabah sayımında gardiyanlara liste verildi…
Telefonla görüşmeye gidecek hükümlü ve tutuklular giyindiler ve hazırlandılar…
Öğleden sonra üçer dörder telefon görüşmesine sabah isimleri verilenler çağrıldılar…
Telefonla görüşüp gelenlerin yüzü gülüyordu…
Ben, burada uzun süre tutuklu kalmayacağımı düşünerek, telefon dökümlerini ailemden istemedim…
Telefon görüşmesine gitmiyorum…
Bu gün akşam yemeğinde bulgur pilavı, patlıcan kızartması ve cacık vardı…
Yemekten sonra koğuşa bir müzisyen geldi… İsmi Özgür Bayat’mış…
Akşam çay içilirken, tutuklu Antepli Hakan Kök birkaç türkü söyledi… Nevzat İnce isimli hükümlü de bir türkü söyledi…
Bu gün dört kez duş aldım.
Hava inanılmaz derecede sıcak…
Bu satırları yazarken el yüz havlusuyla terimi siliyorum…
Yemekhanede olanların bir kısmı boncuk işi yapıyor…
Televizyonda film izleyenler var…
Yemekhanede film izlenirken sohbet yasak…
Sohbet etmek isteyenler, yatakhaneye gittiler…
Ben terimi sildikten sonra, bu yazdıklarımı sessizce okuyacağım…
Bu yazı 6 ağustos 2013 Salı gününün kısa özetidir…
CEZAEVİ GÜNLÜĞÜ
6 Ağustos 2013 / SALI / SAAT: 22. 30