GARİBİM KÂHTA’M Gönlüm özler dağın düzün, Hüzün keder yüklü sözün, Sevdalını görmez gözün, Gurbet elde kaldım Kâhta’m… Hasret çeker bahtı karam, Azdı
Buram Buram Özlemsin Kahta’m
ÖZLEM GÜLİSTAN
ÖZLEM GÜLİSTAN Hanemizin minik tatlı meleği,Gül bir ömür güldür Özlem Gülistan…Uğur getir alt edelim feleği,Gül bir ömür güldür Özlem Gülistan… Sabahleyin kaldırmıştık daraba,Senden önce
İKİ MELEK
İKİ MELEK Yavrularım birer melek,Gül misali iki çiçek…Yaktı bizi bile bile,Âdemoğlu denen kelek… Adam ama insan değil,İnsanlık zor yalan değil,Çilemizden mutlu olan,Sırtındaki palan değil…
KÂHTA ESKİ ÇARŞI
KÂHTA ESKİ ÇARŞI Birecikli Salih’ti tekel gazete bayi, Emini Gose Mıstefayı Geje Emirhan, Metreyle ölçer satardı allı pullu basmayı… Sevri Fatçele, Osi Beke, Ayzeri
GÜL
Gözler bulut kar kış umut hele tut, Ellerimden yüreğimin yazı gül… Sözler komut hazan somut vur bir şut, Dertlerime ciğerimin sazı gül…
KÂHTA’M
Savurdu zulmün yelleri, Mesken tuttuk gurbet elleri, Yüreğimde bahar yazın, Öpücüğü tenimde ayazın, Mazi renkli kilimdir, Kâhta beşiğim, Adıyaman ilimdir… Çocukluğumun şirin
YIKILSIN AFYON KALESİ
Yıkılsın oy anne Afyon kalesi, Çıkarım bakarım görülmez Kâhta’m… Bana kısmet oldu gurbet çilesi, İnsan toprağından sürülmez Kâhta’m… Zalimin belası saldı gurbete,
SELAM DURDUM SANA KÂHTA’M
Selam durdum Kâhta’m, Yıl bin dokuz yüz doksan altı, Yirmi yedi Nisan Cumartesi günü, Tam öğle vakti, Feribotla geçtim toprağına, Havanı yudum yudum,
CANIM KÂHTA’M
Havana hasret ciğerim, Gözlerim güzelliğine, Çöle dönüşen dudaklarım, Muhtaç bir tas suyuna, Garip yaralı yüreğim, Vefana sefana Kâhta’m, Bu can sana hasret…
ÇOCUKLUĞUMU GERİ VER
ÇOCUKLUĞUMU GERİ VER Çocukluğumu geri ver, Geri ver çocukluğumu doğduğum sokak, Nazı gelini Nazife ablayı Leyli teyzeyi Hatice halayı, Sırtında abasıyla Dedo amcayı, Eşeğinin
YÜZ KARASI
YÜZ KARASI Bu insan mı? Tövbe hâşâ! O bir uşak o bir maşa… Aldanma sen göze kaşa, Beyni akmış boş kafadır… Çula
YÜRÜ KARDEŞ
YÜRÜ KARDEŞ Yeter artık bitsin gurbet, Yürü kardeş haydi yürü… Annen baban sana hasret, Yürü kardeş haydi yürü… Annen çıkmış yolun gözler,
YOKSULLUĞUN YARA BENDE
YOKSULLUĞUN YARA BENDE Sen tarihsin güzel Kâhta, Sende düştük kara bahta, O teneşir denen tahta, Uzanınca biter dertler… Çayın oldu baraj gölü,
YANA YANA
YANA YANA Kan gölüsün Pirin palas, Eller konuk etti sana, Evdekiler tutuyor yas, Erir içim yana yana… Zulme mesken Pirin palas, İnsan
UZAK DUR KÖTÜDEN
UZAK DUR KÖTÜDEN Kapat kulağını lanet sözüne, Uzak dur kötüden huzurun olsun… Dermansız dertleri salar özüne, Uzak dur kötüden huzurun olsun… Arap