MAZİYE YOLCULUKLAR – 230 / BEDRİYE ŞAHİN ABLA

MAZİYE YOLCULUKLAR  – 230

 

BEDRİYE ŞAHİN ABLA

 

Bedriye Şahin Ablanın vefatını, Sevgili Sibel Yıldırım’ın internetteki paylaşımından öğrendim.

Bedriye Ablanın resmine uzun süre baktım.

Ağlamak istedim. Ağlayamadım. Boğazıma bir yumruk oturmuş gibi nefesim kesildi. Ağzım korudu. Bedenimi terler bastı.

Gözyaşlarım içime aktı.

Gözlerim donuk donuk karşımdaki resme baktı.

 

Ne kadar zaman geçti bilmiyorum.

Kendi kendimle konuşmaya başladım: Seni de mi yitirdik Bedriye Abla! Seni de mi kaybettik? Mehmet Şahin Ağabeyin hasretine mi dayanamadın? Oğlanları, kızları, torunları bırakıp yanına gittin.

 

Bedriye Ablanın resmine bakarken maziye daldım.

Çocukluğumun Kâhta’sına yolculuğa çıktım. O küçük, şipşirin, yemyeşil, sakin, huzurlu Kâhta ilçesi gözlerimin önüne geldi.

O günler güzel günlerdi.

Komşu candı, ciğerdi, baş tacıydı.

Sevgi dolu yürekler, insanlığın yüz akı davranışlarıyla takdir toplarlardı.

Merhamet abidesi insanlarımız, büyük çoğunluktu.

Vicdan ne cüzdana girmişti ne de çelik kasalara sığınmıştı. Kanadı kırılan kuşa, parmağı taşa değen çocuğa vicdanlar sızlardı.

Saygı aileden aldığımız, komşuda her gün gördüğümüz temel ilkelerimizdendi.

Haram yemeyen, çocuklarının boğazından haram geçirmeyenler büyük çoğunluktu.

Harama el uzatan olursa, bu gün ki gibi itibarlı kişi görülmezlerdi. Haram yiyen olursa yüzüne tükürürlerdi. Harama uzanan eli öpmezlerdi.

Ahlaklı olmak insan olmaktı. İtibarlı olmaktı. Güzel olmaktı.

 

Bedriye Ablanın resmine bakarken, doğduğum toprakların güzel insanlarına hasretim depreşti. Yüreğimi ayrılığın ateşi sardı.

Güzel insanlar; ah bir bilseniz sizleri ne kadar çok özledim…

 

Bu güzel insanlardan Mehmet Şahin ve eşi Bedriye Abla gözlerimin önüne geldi.

Her zaman tertemiz elbiseler içinde yakışıklı, sevilen, saygı duyulan efendi, alçakgönüllü öğretmen Mehmet Şahin Ağabeyi düşündüm.

Herkesin yardımına koşan, yüreği güzel Mehmet Şahin Ağabeyi sevgiyle ve saygıyla andım.

Çocukluğumun Bedriye Ablasını düşündüm.

Annemin çok sevdiği, sohbetlerine onlarca defa tanık olduğum Bedriye Ablayı düşündüm.

Genç ve çok güzel bir kadındı.

Beyaz tülbendi altındaki o güzel yüzü, mercan gözleri ve tatlı dili karşısındaki insana huzur verirdi.

Sevgi ve şefkatini çocuklardan esirgemezdi.

Hepimizin ablasıydı. Severdik. Saygıda kusur etmezdik.

Merhamet dolu yüreği ile mahalledeki bütün komşu kadınların dert ortağıydı. Sırdaşıydı. Vefakâr arkadaşıydı. Can komşuydu.

Mahallenin kadınları kendi aralarındaki sohbetlerinde, Bedriye ablanın ismi geçince hepsi iyiliğini söylerdi.

— Bedriye çok iyidir. Alçakgönüllüdür.

— Bedriye çok merhametlidir.

— Bedriye çok cömerttir. Çok vicdanlıdır.

— Bedriye güzel kadındır, kocası gibi herkesin yardımına koşar.

Çocukluğumda annemin dizi dibinde otururken komşu kadınlardan, annemden duyduğum bu sözleri hiç unutmadım.

Bedriye Abla benim için melek ablaydı. İnsanlığıyla gönüllerde taht kurmuştu. Örnek insandı.

 

Birkaç yıl önce yakın akrabam Nazife Evci ablanın vefatı dolayısıyla Kâhta’ya gitmiştim. Bedriye Abla taziye evine gelmişti. Orada karşılaştık.

Bedriye Ablanın elini öptüm.

O genç ve güzel kadın yaşlanmıştı. Güzelliğini uzun yıllar alıp götürememişti.

Hala güzeldi. Hala sevgi şefkat abidesiydi.

Mehmet Şahin Ağabeyi andık.

Eski güzel günleri andık.

Benim durumumu sordu. Eşimi sordu. Çocuklarımı sordu.

Ben sorularına olumlu ve güzel cevaplar verince, çocuklar gibi sevindi. Çektiğim acıları çok iyi bilen Bedriye Ablam, iyi olmamıza sevinmişti. Eski komşusunun mutluluğu, güzel yüreğini mutlu etmişti.

İnsanların mutluluğu ile mutlu olan insan, güzel insandır.

Bedriye Abla seni ve Mehmet Şahin Ağabeyi hiç unutmadım.

Ben Kâhtalının ve dünyanın güzel insanlarından hiç birini unutmam. Unutamam.

Siz güzel insanlar, bize örnek oldunuz…

Sevgi ve şefkati sizde gördük.

Vicdanlı olmayı, merhametli olmayı siz bizlere gösterdiniz.

Yoksula, muhtaca el uzatmayı sizlerden öğrendik.

Siz güzel insanlardınız.

Siz örnek insanlardınız.

Çocuklarınız, torunlarınız sizinle göğüslerini gere gere övünebilirler…

Sizinle gurur duymalılar.

Ben sizinle gurur duyuyorum…

Ben sizin ellerinizden öpüyorum.

Saygılarımı sunuyorum.

 

Allah, Bedriye Ablaya gani gani rahmet eylesin.

Nurlar içinde yatın bütün güzel insanlar.

Çocuklarınıza, torunlarınıza, akrabalarınıza ve tüm sevenlerinize Allah sabır versin.

İnsanlığın yüz akı güzel insanlar, ömrünüz biz yaşayanlara örnek olsun.

Mahmut CANTEKİN

01.01.1952 yılında Adıyaman ili Kâhta ilçesi Cami Mahallesinde Dünya’ya geldi. İlk ve Orta Okulu Kâhta’da okudu. Besni Öğretmen Okulunda öğrenimine devam etti. Osmaniye Düziçi’nden mezun olarak öğretmenlik diplomasını aldı. Afyon ili Sinanpaşa ilçesine bağlı Çatkuyu ve Yıldırım Kemal köyleri ile Tınaztepe kasabasında öğretmenlik yaptı. Rotasyona tabii olduğundan Diyarbakır ili Lice ilçesine atandı. Burada Öğretmenlik, Halk Eğitim Müdürlüğü, Milli Eğitim Müdürlüğü yaptı. Lice’de beş yıl görev yaptıktan sonra Mersin merkeze atandı. 26 yıl görevden sonra Mersin’de emekli oldu. Kâhta’da yaşamaktadır. Bütün gününü şiir ve yazı çalışmaları ile geçirmektedir. Çeşitli şiir sitelerinde şiirleri yayınlanmaktadır.

Bunları da sevebilirsiniz

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir